Mimarlık_Üzerine_Deneme_Yazıları

6 Nisan 2008 Pazar

Art must be grasped in terms of the artist

Heidegger, Nietzsche üzerine yazdığı kitabındaki "Five Statements on Art" adlı bölüme aslında kendisi için çok önemli olan bir soruyu sorarak başlar. “Neden sanat yeni değer sisteminin temelini oluşturmak için çok önemlidir”. Heidegger bütün yazı boyunca bu sorunun cevabını arar gibi gözükür. Bu arama Heidegger için hayatidir. Çünkü kendisi Nietzsche’nin sanatın özüne dair “bütüncül” bir kavramını anlama/anlatma çabasından çok aslında sorusundaki gizli arzusunu meşrulaştırmayı denemektedir. Nietzsche yazıda anlaşılmaya çalışılmaktan çok araçsallaştırılmış gibidir. Peki, nedir Heidegger’i bu araçsallaştırmaya iten istek? Yazının devamında bu istek üstü kapalı olarak hissettirilir. Dünyanın kaybolan anlamını geri kazanma çabası.
Heidegger, yazısının ortalarına doğru Nietzsche’den şöyle bir alıntılama yapar. “The work of art, where it appears without artist...”. ‘Without’ kelimesinin burada Heidegger tarafından özellikle vurgulanması çok anlamlıdır. Çünkü sanatçısız bir sanat yapıtı ifadesi/isteği tam da Heidegger’in amaçladığı şeydir. Sanat yapıtının sanatçı olmadan da tanınabilir/ anlamlandırılabilir olması. Yazının devamında Heidegger bu alıntılamadan yola çıkarak yazdıkları bu isteğini açıkça ortaya koyar. “To a certain extent also corresponds to a usage that was common until the outset of the nineteenth century. Up to that time art meant every kind of ability to bring forth”. Heidegger bu alıntılama ile geleneksel dünyanın o bildik, tanınabilir, dengeli kültürlerinin ortadan kalkması ile duyduğu rahatsızlığı dile getirir. Geleneksel dünyada bilginin birbirinden ayrışmamış yapısı içinde sanatçının tanımıda, sanatın anlamı da bu yapıdan ayrık değildir. Bu bütüncül yapı içinde her bir nesne kendi bilgi alanının dışında başka bir şeye işaret eder. Nesne kendi içinde değil bir üst anlam içinde değerlendirilir. Bu sayede sanat veya sanatçı için ayrı kategoriler oluşmaz. Buna ihtiyaçta yoktur. Bu nedenle Heidegger’in ifadesi daha anlamlı bir hale gelir. “Craftsmen, statemen and, educators, as men who brought something forth, were artists”. Ama Heidegger burada yanılır ya da yanılgıdan daha çok görmek istemez. Görmek istemediği şey aradığı sanatçının ve sanatın anlamının geleneksel dünyada olmamasıdır. Sanatçı ve sanatın anlamı modern dünyanın birer icadıdır. Aradığı bütünlük ve denge modern dünyada çoktan ortadan kalkmıştır.
Aslında karşımızda sanata karşı iki farklı tutum vardır. İlki Nietzsche’nin tutumudur. Nietzsche baştan bütün değerlerin bir kurmaca olduğunu kabul ederek yola çıkar. Bu nedenle kitabının ismi bütün değerleri değiştiriş denemesidir. Yani varolan değerler ve buna bağlı değerlendirmeler sistemi değiştirilebilir. Değiştirilebilir çünkü hepsi birer kurmacadır. Bu nedenle eğer insan isterse, yeterli iradeye sahipse bu durumu değiştirebilir. Olması gerekeni, olmasını istediği değerler sistemini kendi var edebilir. Kurallarını kendi koyar. Sanat yapıtının da anlamı bu durumda doğal olarak sanatçıya bağlı hale gelir. Sanat yapıtı kendiliğinden anlamlı değildir. Onun anlamını sanatçı belirler. Hatta biraz daha ilerlersek sanatçının anlamını belirlediği sanat yapıtını yaratmış olması bile gerekmez. Zaten anlamlı olan da budur Nietzsche için.
Heidegger söyledikleri ile bunun karşısında bir konumdadır. Çünkü o kaybolan değerler sistemini, herşeyin tanınabilir/tanıdık anlamlandırabilir/anlamlı, her şeyin tekin olduğu dünyayı özler. Heidegger için Nietzscnin sanatçısı bu nedenle önemlidir. Çünkü Nietzscnin sanatçısı, Heidegger’e göre, bütün değerleri saptayıp bütün kuralları koyarak, sanatının anlamını teke indirerek ve başka anlamlara yer bırakmayarak Heideggerin o özlediği kaybolan dünyasını yeniden yaratır. Ama Heidegger tam da burada yanılır. Çünkü Nietzsche yeterli iradeye sahip herkesin o değerleri yıkıp yeniden ve yeniden kurabileceğini söyler. Sanat Nietzsche için gerçektende sanatçının sözleri ile anlaşılır, sanatçının dışında sanatın anlamını belirleyen yoktur ama bu sanat sadece sanatçının kendi sanatıdır. Sanatçı ortamın kendisini tanımlamaz. Yeterli iradeye sahip herkez bu anlamı yeniden yaratabilir. Zaten Nietzsche bunu baştan kabul eder. Onun için üstinsan tek değil çoktur. Heidegger içinse sanatçı başlangıç için önemlidir. Bir kez anlam belirlendikten ve kesinleştirildikten sonra artık sanatçıya da gerek kalmaz. Bu nedenle Heidegger ikinci maddeyi Nietzsche’den şu alıntı ile bitirir. “The artist is only a preliminary stage”. Üst özne bir kez “doğruyu” belirledikten sonra, neyin sanat neyin olmadığını bildikten sonra ve tabiki dünyanın anlamını tek ve değişmez şekilde yeniden kurduktan/kazandıktan sonra artık Heidegger rahattır.

Hiç yorum yok: